Herkes Çin Seddi’ni bir şekilde internet ortamında, TVde, dergilerde, ya da bizzat görmüşsünüzdür. Adamlar vaktiyle bizden korkup yapmışlar işte bir duvar! diye genel bir kanı da vardır.
Ama, her işte olduğu gibi Çin Seddi’nin yapılış nedenleri de dışardan göründüğü gibi değildir.
7 Temmuz 2007 tarihinde, Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan biri olarak seçilmiştir.
Uzaydan bakıldığında ince, uzun bir dere gibi görülebilen, insan eliyle yapılmış tek eser olan Çin Seddi, Çin’in kuzeybatısı boyunca uzanan dünyanın en uzun savunma duvarıdır. Kalıntıları Po Hai körfezinde deniz kıyısında başlar. Pekin’in kuzeyinden geçerek batıya yönelir ve Huang he nehrini ikiye bölerek güneybatıya uzanır. Gobi Çölü’nün güneyinden batıya yönelerek devam eder.
Seddin yıkılmış olan kısımlarıyla birlikte uzunluğu 10.000 kilometreyi bulur. Bugün ayakta duran kısım Ming Hanedanı devrinden kalan 3.000 kilometrelik settir. Ancak asıl inşaat, M.Ö.221 ile M.S.608 yılları arasında yapılmıştır.
Seddin kalınlık ve yüksekliği yer yer değişir. Sanılanın aksine Çin seddinin tamamı tuğlalardan oluşmaz. Bazı yerleri çok zayıf, kuvvetsiz maddelerden (kum, kerpiç) yapılmıştır ve bu duvarlar çok kısadır. Bu zayıf duvarların amacı devleti saldırılardan korumak değil kaçak düşmanı yavaşlatmaktır. Genellikle duvarın yüksekliği 7-10 metre, taban kalınlığı 7 metre ve üst kalınlığı ise 6 metre civarındadır. Kalın olan yerlerin üzerinde atlar ve arabalar gidebilmektedir. Kalın duvarlar boyunca siperlik ve okçu delikleri vardır. 200 metrede bir gözetleme kulesi veya kale ve 9 kilometrede bir fener kulesi bulunur. Duvar üzerinde yer yer saray ve tapınaklara da rastlanır. Bazı yerlerde setler, kademeli savunmaya imkan verecek şekilde birkaç sıra halinde yapılmıştır.
Seddin yapılış amacı bilinenin aksine sadece Türk saldırılarından korunmak amacını gütmemektedir. Daha önce de adından bahsettiğim zamanın akıl sağlığı pek yerinde olmayan (bana göre) hükümdarı Qin Shi Huang Di, kendi tahtının tehlikeye girmesinden korkmuştur daha çok. Döneminde kendi beyliğinden başka geride 6 beylik daha vardı ve hepsinin gözü iktidardadır. Beylikler arasındaki sınırları belirlemek için hep duvar kullanılmıştır. Senin halkın bana benim halkım sana geçmesin diye. Hayvanlarımız karışıp ticaret yapmayalım diye. Güçlü ve akıllı olan çaresini bulup tüm Çin’i yönetsin diye. 40 akıllının içinde az deli olanın sözü geçer hesabı hükümdar hem kuzeyden gelen saldırılara karşılık vermekten yorulmuş hem de kendi içişlerini düzenlemek istemiş. Halkına sürekli zulüm yapan, hatta bu zulmü belki duymuşsunuzdur, kadınların kaçmaması için ayak bağlama yöntemine kadar götüren bir işkencedir. Halkına o kadar ağır vergiler, ağır yaşam koşulları sunmuş ki, insanlar artık başka beyliklere sığınmaya çalışmışlar.Yoksa yıllarca başka milletlerle savaşan bir hükümdarlığın sırf Türkler’e karşı savunma amacıyla seddi inşa etmesi biraz basit bir neden oluyor.
Dev bir duvar işte! diye düşünenler, hakkında birşey bilmeksizin bakınca haklı çıkıyorlar ama yapılış amacı ve yapılış şeklini öğrenince insanın tüyleri ürperiyor. Haliyle 2007 yılında dünya harikalarından biri seçilecek olan bir duvarı halkınıza kibarca ya da kanunla yaptıramazsınız. Yıllarca süren bu inşaatta milyonlarca insan ölmüştür. Tabi ki hepsi iş kazası değil. Duvarın yapımına seçilenler, ömür boyu sürecek bir işkenceye seçilmiş oluyorlardı. Çalışmak istemeyenlerin ailesi, akrabaları, akrabalarının aileleri, akrabalarının akrabaları, arkadaşları, arkadaşlarının aileleri, yolda selam verdikleri, konuştukları tüm insanlar öldürülüyordu. Çin usulü bir yaptırım. İstersen çalışma.
Böylesine dev bir şantiyede çalışmaya başlayanların sırasıyla çocukları, torunları, torunlarının çocukları,…. şeklinde sırayla aynı şartlar ve baskıyla süren babadan oğula geçen bir meslek gibi olmuştur döneminde. Hükümdar kendi rahatlığı bozulmasın, halkı kendiyle uğraşmasın, insanlar başka şey düşünmesin, kaçmaya ya da şikayet etmeye fırsat bulmasın diye yaptırdığı bu seddi şimdi 2000 li yıllarda Çin Hükümeti turistlerden gelir elde etmek amacıyla kullanıyor. Hem de çok güzel gelir.
Sedde çıkmak iki türlü; teleferik veya yürüyerek merdivenleri tırmanarak. İnmek ise üç türlü; teleferik, merdivenlerden yürüyerek veya kayarak. Kayma kısmı turistleri en çok eğlendiren bölümü çünkü o kadar yorulduktan sonra 2 dk da aşağı inmek baya keyifli oluyor. Aqua park daki su kayağının susuz şekli. Her türlü iniş ve çıkış farklı fiyat. Seddin üzerinde bile civar köylerden gelen köylüler cola veya meyve suları satıp geçimini sağlıyor. Giriş kapısı hediyelik eşyalarla dolu. Gelen turistleri yürüyen para olarak görmeye alışmışlar. Seddin her bölümü farklı her gittiğinizde farklı bölümlerini görme şansınız var. Bazı kesimleri sadece merdiven, bazı bölümleri düz.
Tıpkı Mısır Piramitleri gibi yapımı insan üstü bir güç gerektiren bir yapı. Belki artık insanoğlu insan gücüyle böyle eserler bırakmayacak. Belki gelecek de Dubai’deki gibi Palmiye Adası tarzında eserler anlam kazanacak. Fakat binyılların eserleri ne olursa olsun, umarım yeni eserlerin üzerinde cola satılmasın!