Çin biyolojik ürünler üretimine önem veriyor
Çin 5 yıllık kalkınma planı içerisinde önemli bir yer verdiği biyolojik ürünler üretimine dayanarak ülkenin bio-tarım, bio-ecza, bio-enerji ve bio-çevre koruma endüstrilerinin değerinin 2015 yılına kadar 700 milyar dolar ve 2020 yılında 7 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Günümüzde gün geçtikçe önemi artan ve yenilenebilir kaynaklarla üretilen bu ürünlerin Çin ekonomisine yapacağı katkılar dışında Dünya ekonomisi içerisindeki yerinide daha da kuvvetlendireceği kesin.
Çin yeni jenerasyon Nükleer santrallere izin veriyor
Japonya’da yaşanan felaketten sonra nükleer santral inşaatlarını askıya alan Çin hükümeti, yeni jenerasyon santrallerin inşasına izin vermeye başladı. Yeni CAP1400 santrali önümüzdeki iki sene içerisinde hizmete girecek ve 1400 megawat kapasitesinde olacak. Hali hazırda ülkenin üretimi 100 bin megawatt saate ulaşmış vaziyette bu üretimin %82′si termik, %14′ü hidro, %1,55′i rüzgar ve %1.87′si nükleer ve geri kalan kısmıda yenilebilir enerji santrallerinden üretiliyor.
Şanghay uluslar arası finans merkezi olma yolunda
Şanghay uluslar arası finans merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor ve RMB’nin uluslar arası değişiminde önemli bir rol oynuyor. Geçtiğimiz sene itibarıyla yapılan ödeme miktarı 330 milyar RMB’ye ulaştı (52.4 milyar dolar).
Çin parası değerleniyor
Çin Merkez Bankası’nın RMB’yi Amerikan dolarına endekslemesinden ayrıldıktan sonra RMB %32 değer kazandı. Uzmanlara göre önümüzdeki 1,5 sene içerisinde RMB’nin uluslar arası piyasalarda gerçek değerine erişmesi bekleniyor.
Çin yaratıcı ve yetişmiş iş gücünde sıkıntı yaşıyor
Çin hızla büyümekle beraber, bu büyümenin getirdiği zorlukları da aşmak zorunda. Şu anda ülkede en çok darlığı çekilen yaratıcı ve yetişmiş iş gücü. Şirketler araştırma geliştirme alanındaki eksiklerini yabancı teknoloji şirketleri satın alarak ya da yabancıları işe alarak kapatmaya çalışıyor. Hükümet konuyu ciddi bir şekilde ele almış vaziyette ve gelişmiş ülkelerden 1000 kadar yabancı uzmanı getirmeye uğraşıyor. Üniversitelerdeki araştırma bütçelerini ciddi şekilde artırıyor ve dışarıya gönderilen öğrenci sayısı her sene daha da artıyor.
2010 yılından, bu güne kadar teknoloji ve araştırma geliştirmeye harcanan miktar ise 103 milyar dolar ve 3 milyon kişi istihdam edilmiş vaziyette. Bütün bu uğraşılara rağmen bu güne kadar elde edilen ilerlemeler ise çok az. Nedenine gelince ülkedeki üniversitelerin çoğu gelişmiş ülkelerdeki üniversitelerden daha vasat bir eğitim veriyor. Üniversiteler kendilerine tahsis edilen bütçeleri gerektiği gibi değerlendiremiyorlar. Ayrıca basında çıkan haberlere göre bir kısım fonlar sahte dökümanlarla şahsi kullanıma dönüştürülüyor. Genelde gelişmekte olan ülkeleri zorlayan bu konu Çin’i kendi cesameti doğrultusunda zorlamaya devam ediyor.
Yazan: Yavuz Selim / Şangay